Beyaz Diş kitabı ile tanıdıgımız Jack London'ın ikinci kitabi Ölüme Boyun Egmeyen Adam. 

Arkhe yayın tarafından yayınlanan kitabın Kasım 2006'da basılan ilk basımını okudum ben. Belki daha sonraki basımlarda düzenleme yapılmıştır ama bu basımda çok fazla yazım yanlışı olması beni bir okuyucu olarak rahatsız etti.

Hikaye iki ana kahraman ile başlamasına rağmen ilk sayfalarda tek kahraman üzerinden devam ediyor. Ana karakterimizden öykü boyunca adam sıfatı ile bahsediliyor. Yazar karakterimiz üzerinden insan ya da hayvan farketmeyeceğini, canlinin yaşamak için mücadele verme içgüdüsünü betimliyor.  Yazarımız London, olay örgüsünü anlatır iken bir yandan da çevre koşullarının canlıyı ve canlının canlılık özelliklerini Nasılsıniz şekillendirdiğini gösteriyor.

Öykünün hikayesi şu şekilde gelismektedir. Büyük bir savaşın ardında kalan iki yaralı asker vatanlarına ulaşmak amacı ile yola düşmüşlerdir. Yolda silah arkadası tarafından yalnız bırakılan adam tek başına yoluna devam etmeye çalışmaktadır. Vatanına dogru uzayan bu yolculuk sırasında açlık ve acı ile bogusan adam, bazen hayal kırıklıklarına ugrasa da bu yolu başarıyla sonuca erdirmek çabasındadır. Yolculuk sırasında bazen büyük bazen küçük yiyecekler bularak karnını doyuran insanın böylesine bir süreçten geçtikten sonra insani yanlarinin nasıl torpülendiğini, nasıl hayvani bir canlıya dönüştüğünü yakından takip ediyorsunuz.

Okunası bir öykü olduğunu düşündügüm metin insan türünü de daha yakından tanımanızı sağlayacak.
Lisans, Yüksek Lisans ve Doktora projeleri yarışmaları ile sıkça adını duyuran TÜBİTAK, Ortaöğretim Öğrencileri Araştırma Proje Yarışmaları ile de öğrencileri genç yaşlarda bilime ve teknolojiye yönlendirmeyi desteklemektedir.

Temel Bilimler (Matematik ve Mantıksal Bilimler - Fen Bilimleri) ve Sosyal Bilimler Ana alanlarında ortaöğretim öğrencilerinin bilim gerçekleştirmelerini, bilimsel çalışmalarda yer almalarını destekleyen TÜBİTAK, öğrencilerin bu alanlara ilgi duymaları durumunda tam destek vererek ülkemizde bilimi küçük yaşlarda teşvik etmek konusunda başı çekmektedir.

Matematik, Fizik, Psikoloji, Bilgisayar, Tarih, Biyoloji, Kimya, Coğrafya, Türk Dili ve Edebiyatı alanlarında proje yarışmaları düzenlemektedir.

Ortaöğretim Öğrencileri Araştırma Projeleri Yarışmasına son başvuru 27 Ocak 2015 tarihinde olup; başvurular 5 Ocak'ta başlamıştır.


Çevrimiçi başvuru yapılıyor iken dikkat edilmesi gereken kurallar şu şekildedir: 


     1) Proje Raporu, Proje Planı ve Proje Özeti sisteme yüklenmelidir.

     2) Proje Özeti 250 kelimeyi geçmemelidir.

     3) Online başvuru yapıldıktan sonra alınan çıktı öğrenciler, danışman ve okul müdürü tarafından             imzalanarak 30 Ocak 2015 tarihine kadar Bölge Koordinatörlüğüne götürülmelidir.
Eğer finansal durumunuz çok üst seviyede değil ise hayatınız boyunca bir; en fazla iki ev satın alma imkanınız olacaktır. Peki, ev satın alırken nelere dikkat edilmeli?

Ev alırken ilk cevaplamanız gereken soru "Biz bu evi ne amaçla alıyoruz?" sorusudur. Evi yatırım amaçlı mı yoksa kendiniz ya da evladınızın oturması amacı ile mi alıyorsunuz? Eğer kiralamak üzere alıyor iseniz; size getireceği kira bedelini düşünerek almalı; eğer oturmalık alıyor iseniz aile ihtiyaçlarınıza göre almalısınız.

İster oturmalık; ister yatırımlık alın; evin sosyal çevresi de çok önemlidir. Toplu taşıma araçlarına uzaklığı, hastane - okul - postane gibi resmi kurumlara uzaklık, alışveriş merkezi - bakkal - mağaza gibi alışveriş yapılabilecek yerlere olan uzaklığı da yaşam standartlarınızı belirleyecek ve yaşamınızı kolaylaştıracak etkilerdir.

Alınacak evin etrafında fabrika gibi sağlığa zararlı yapıların da bulunmaması tercih sebebi olmalıdır.

Eğer aldığınız ev hala inşaat halinde ya da inşaatı başlanmamış ise arsa üzerinde ipotek - haciz gibi ileride sıkıntı yaratacak durumların olmadığından emin olunmalıdır.

Yapının kesinlikle ruhsatının olduğuna dikkat edilmelidir.

İnşaat halinde alınan evin kat irtifakının alınıp alınmadığı da önemlidir.

Alınacak evin çizilmiş planındaki yeri ile gerçek yerinin arsa üzerinde ve planda aynı yere denk geldiğine dikkat edilmelidir.

Yapının bağlı olduğu belediyeden özellikle evin yıkım kararı, tatil kararı gibi kararlar altında olmadığına dikkat edilmelidir.

Alacağınız evin belirtilen metrekare ile aynı net boyutunun aynı olmasına dikkat edilmelidir.

Satın alacağınız evin size sunulan ücreti ile aynı özellikteki başka evler arasında karşılaştırma yapılmalı ve ederinden fazla ödememeye dikkat edilmelidir.




Türk Edebiyatı'nın duygusal prensesiydi Tezer Özlü. 1943 yılında doğan Özlü, yazar Demir Özlü ve  çevirmen Sezer Duru'nun kardeşidir. Kütahya Simav'da doğan duygusal yazarımız, 10 yaşında iken İstanbul'a gelir ve burada Avusturya Kız Lisesi'ne kaydettirilir. Fakat kaydı yapılan bu okuldan mezun olamaz.

1961'de başladığı yurt dışı macerası Paris'te tanıştığı Güner Sümer'le evlenmesi ile 1964 yılında bir süreliğine aksar. Eşi ile Ankara'ya yerleşen Özlü, Ankara'da Almanca çevirmenlik yapar. Sümer'le ayrılan Özlü İstanbul'a yerleşir ve burada farklı hastanelerin psikiyatri kliniklerinde kalır. Klinik sürecinde ünlü kitabı Çocukluğun Soğuk Geceleri kitabını yazar.

1968 yılında Erden Kıral'la evlenen Özlü'nün Deniz isminde bir de kızı olur ve 1981'de bir burs kazanarak Berlin'e gider. Berlin'e gitmeden Kıral'dan ayrılan Özlü Hans Peter Marti ile evlenen Özlü Zürih'e yerleşir ve 42 yaşında Zürih'de vefat eder.

Tezer Özlü'nün kitaplarını incelediğinizde bir karamsarlık sezilir ve hatta intihar edebilecek bir ruh haline büründüğü düşünülebilir fakat intihar etmemiştir. Kitaplarında sıkça bahseder ölümden.

Eserleri aşağıdaki gibidir:

Eski Bahçe (Öykü)
Çocukluğun Soğuk Geceleri (Roman)
Bir İntiharın İzinde (Roman)
Yaşamın Ucuna Yolculuk (Roman)
Eski Bahçe-Eski Sevgi (Öykü)
Kalanlar (Deneme)
Zaman Dışı Yaşam (Senaryo)
1932 yılında yazılan Gecenin Sonuna Yolculuk Louis Ferdinand Celine'in ilk romanıdır. Hikayesi 1910-1930 yılları arasında geçen romanın ilk yarısında, Bardamu'nun 1.Dünya Savaşı ile Afrika-Amerika gezileri; ikinci yarısında ise; Paris'e dönüşünü ve orada bulduğu huzuru anlatılır. Yazarın kendi gerçek yaşantısıyla örtüşen ve hayal ürünü olan bir çok nokta vardır romanda. Bu açıdan değerlendirildiğinde roman yarı otobiyografik bir eserdir.

Celine romanında, Avrupa'daki savaş illetini, Afrika'daki yoksunluğu, hem sömürgeci beyazların hem de siyahi halkın aslında gerçekten ne denli enayi olduğunu, Amerika'nın ise ne derece büyük bir kapitalist makine olduğunu anlatır.

Celine'in karakterleri romanda sokak dili kullanırlar. Bu nedenle roman, o dönemde ağır bir edebi dil kullanan fransız yazarlar arasında çok sert eleştirilere mağruz kalmıştır. Ancak Celine Gecenin Sonuna Yolculuk romanıyla fransız edebiyatına yeni bir soluk getirmiştir. Eleştirilere cevap olarak ise Celine romanlarını : "konuşan dil" olarak tanımlar.




Kategoriler

Blog Arşivi

Blogu Çevir